Yunanistan Sınırından Suriye Sınırına Bisikletle

   Çocukluk zamanları hariç bisiklete çok geç başlayan birisiyim. 2016 Şubat civarı Bursa Mahfel'de arkadaşlarla otururken birden "Ben bu yaz bisikletle Yunanistan sınırından Ege Akdeniz'i komple geçerek Suriye sınırına gideceğim." dedim. Bisikletim bile yok o zaman.:) Arkadaşlardan biri "Abi sen Bursa dan Mudanya ya (30 km) bile gidemezsin.Çok zor o iş.Görüldüğü gibi değil." dedi. Orada kafaya koydum gideceğim ben bu yolu dedim.  En son bisiklete 20 yıl önce binmiş biri olarak önce bisiklet aldım 2016 yaz başı. Planı yaptım çıkacağım tura. 15 Temmuz yaşanınca memur olarak turu ertelemek zorunda kaldım. 

        20 Ağustos civarı ancak çıkabildim tura. 1 Eylül de de iş başlangıcı var seminerler falan işte. 9 günde 1000 km civarı yol yapıp Bursa dan Marmaris e gittim. Bursa-Susurluk-Edremit-Dikili-İzmir-Sığacık-Selçuk-Didim-Bodrum-Datça-Marmaris şeklinde gidebildim.

  

             Ben bu yazımda size 2017 yazında yaptığım turu gerçekleştirdiğim hayalimi anlatacağım.(Bu yazıda turun planlaması ve 1.etap olacak)  Üsküdar dan başlayıp Çanakkale İzmir Marmaris Antalya ve Hatay şeklinde 5 etap 24 gün süren bir tur. Marmaris te ekstra 1 gün mola verdim. Onun harici sürekli sürdüm.Turu 2016 da ilk planladığımda Yunanistan dan Suriye sınırına şeklindeydi. 2017 de Bursa dan İstanbul a tayin olunca İstanbul dan başlayıp Trakya yı da gezip Enez e varayım dedim. Tura başlarken 120 kg idim. Tur sonunda 108 kg ye indim. Bu şekilde ve bundan çok daha uzun mesafede turlar var. Benimki çok kilolu bir adamın asgari malzeme ile yaptığı  uzun tur olarak kayda geçilebilir.:) Turu,  geçtiğim yolları gün gün yazarak anlatacağım. 
    Çok klişe olacak ama karar alıp plan yapınca uygulamak için beklemeyin. Hayat geçiyor.
Benim gibi bir adam bile bu turu yaptıysa inanan herkes yapabilir. İnan ve yola çık. Bekleme.



15 Temmuz 2017 
1. Gün: Üsküdar-Marmara Ereğlisi 115 km.
      Tur için bütün hazırlıklarımı yaptım. En fazla 30 gün süreceğini düşündüğüm tura aslında öyle çok da hazırlanmadım. Birkaç giyecek eşya bir uyku tulumu 2 iç lastik  patlak seti 1 şapka 1 güneş gözlüğü... Bisiklet heybesini attım hepsini ve sabah 08.00 de Ümraniye deki evimden yola çıktım. Aslında tur burada başladı ama Üsküdar da boğazdan şekilli bir foto verip turu başlatmak daha afilli olacaktı.:) Ümraniye den Çamlıca ya hafif bir rampa var sonra neredeyse pedal basmadan Üsküdar a iniyorsun zaten.






    Üsküdar'da tura başlıyorum pozunu verdikten vapurla Eminönü ne geçtim. Eminönü nden Bismillah diyerek pedallamaya başladım. İlk gün için hedef Silivri eğer Silivri ye erken varırsam Marmara Ereğli sine devam edeceğim. Hava  standart temmuz havası ve sıcak. Eminönü den sahil yolundan Zeytinburnu Bakırköy Florya oradan E5 e çıkıp Avcılar Beylikdüzü B.Çekmece ye vardım. Burada ufak bir atıştırmalık molası verdim. Yolda su içmek için çok sık duruyordum zaten. tüm tur boyunca benzinliklere çok para verdim. Günde 20-22 litreye yaklaşan sıvı tüketimim oluyordu. 


B.Çekmece den Silivri ye vardığımda saat 15.00 civarıydı. Silivri Merkez de caminin yanında yemek yedim. Dedim daha erken bas devam yola. 18.00 civarı Marmara Ereğlisi ne vardım.
Çok ekstra bir durum olmadıkça sahilde parkta yaylada nerede denk gelirse konaklamayı planlıyordum tur boyunca. Marmara Ereğlisi nde fırtına derecesinde bir rüzgar vardı. Sahilde kumsal yatacak yer bulamadım. E5 e doğru öğrenci pansiyonu gibi bir yerde 40 tl ye kaldım.
İlk gün için çok yormayan keyifli bir yoldu. Tek sıkıntım kollarım fena yandı. 2016 yazında Marmaris turumda kısa kollu tshirt giymiştim. Kollarım yine yanmıştı tshirtü çıkartınca tam amele yanığı şeklinde kırmızı ve beyaz Polonya bayrağı gibi dolanıyordum.:) Bu sene böyle olmasın diye kendimce çözüm ürettim. Yola çıkmadan bütün tsihrtlerin kollarını omuzdan itibaren kestim. Tüm tshirtler kolsuz oldu. Yanacaksa kollarım komple yansın en azından görüntü kötü olmasın diye düşündüm.:) Bu düşüncenin bedelini ağır ödeyecektim. 2. gün yazımda bundan bahsedeceğim.

  2. Gün: Marmara Ereğlisi-Keşan 125 km.

Tur boyunca en geç 8 de uyandım. Erken kalkıp 7.30 a kadar yola çıktım genelde. Çok sıcak olmadan öğlene kadar gidebildiğim kadar gidebilmekti amacım. 7 gibi uyanıp pansiyonun kahvaltısını beklemeden çıktım yola. Tekirdağ a kadar çevresi yazlık siteleriyle dolu yoldan gittim. Arada kavun yedim molada. Tekirdağ da güzel bir yerde kelle paça içip kendime geldim. Bu hayatın en güzel şeyleri listesinde ilk 10 da her zaman var kelle paça ötesi yok.:) Bir kahvede çay,soda içip Tekirdağ dan yola çıktım. Tur boyunca kaç kahvede mola verdim sayısını aklımda tutmam imkansız. En güzel molalar kahvede. Gölge çay soda... Malkara ya doğru giderken Trakya nın simgesi ayçiçeği tarlarında fotoğraf çektim. Malkara yolu beni çok yordu. Malkara bir türlü gelmedi. Sıcaktan güneşte dolayı kollarım yandı. Tshirtlerin kollarını kesmem fena patladı bana.  Hava 33 derece kafamda güneş 55 derece kollarım 80 derece yanıyordu sanki. Malkara ya varınca rahatladım. Malkara da ufak bir A 101 molası verip Keşan a sallandım. Keşan da da parkta yatmayı planlıyordum ama 20.00 civarı sağlam yağmur başladı. Mecbur pansiyon aradım buldum ve sığındım. Burada da 40 tl verdim. İlk 2 gün pansiyonda kalmak hesapta yoktu ama tur böyle güzel. Bilinmeyen durumlarla güzel. Keşan da pansiyonda gece kollardaki yanıktan uyuyamadım saatlerce. Saat 3 e doğru öyle sızmışım yorgunluktan. Kollardaki yanık büyük sorun oldu ilk 2 gün için.




  3.Gün: Keşan-Enez-Erikli 110 km


    7 de uyandım. Bu pansiyonda kahvaltı erken çıkıyormuş. Kahvaltı edip yola çıktım. Bu turu ilk planladığımdaki başlangıç noktası Enez Meriç  Nehri Yunanistan sınırına gidiyordum. Heyecanlıydım. Keşan Enez yolu gidiş geliş bazı noktalarda yol çok daralıyor. Dikkatli gitmekte fayda var. Hava hafif yağmurlu. bulduğum ilk yerde uzun kollu tshirt alacağım. Bu kol yanmasını çözmek gerek. Keşan dan erken çıktım açık yer yoktu. Enez de de bulamadım. Zaten bugün hava yağmurlu hafif sızlaya sızlaya devam ettim yola. Enez e varmadan çok rüzgar alan bir alan var. Orada çok zorlandım. Zaten tur boyu nerede rüzgar gülü görsem isyan başlıyordu bende.
Enez e vardım,lokantada bir şeyler yedim.Hemen Meriç kıyısına gidip foto video çekmek istedim. İşte sınırdayım karşısı Yunanistan pozları.:) Hemen yakın zaten Meriç.Bisikletle sokak aralarından geçtim Meriç e vardım. nehir kıyısından devam edip nehrin tam denize döküldüğü yerden canlı yayın yapacağım.Planım bu. Öyle giderken kafamı bir kaldırdım G3 ü bana doğrultmuş bir asker yolun ortasında diğeri de yandaki kulübeden koşarak iniyor. Hayda dedim bu ne şekil. Silah doğrultan asker baya heyecan yapmış. Arkadan gelen "Abi yasak bölgedesin napıton sen burda ya manyak mısın neden geçtin buraya!" diye bağırıyor.:) Ben gayet sakin turdayım ben 2 foto .ekeceğim buradan gideceğim rahat olun ya diyorum. Meğer ben bisikletle farkına varmadan araba ve yayalara kapalı bölgeye geçmişim. Bu Meriç ten sürekli yurt dışına kaçanlar yüzünden bu bölge yasak ilan edilmiş. Kimlik kontrolü ardından ufak şakalaşma sonrası ayrıldım oradan. 200 metre içeri gittim nehir kıyısından oradan foto çektim.:) O kadar sınıra gelmişim foto çekmeden olmaz. Ben normalde Enez den Erikli ye sahilden gitmeyi planlıyordum. sahilden direkt yol yok Erikli ye. Diğer köylere girip çıkan ve her koyda yolu 10 km uzatan bir şekilde gidilebilir ancak. Tekrar Keşan yoluna çıkıp erikli ayrımına kadar bastım. Akşam Erikli nin yan koyunda özel idare sitesi var.Orada dostum kardeşim Mustafa Kemal in (MKM) ailesi beni karşıladı.Çok güzel ağırladılar beni sağolsunlar. Çok güzel bir koy orası. Oradan 2 foto ekleyeceğim. Enez Erikli arası koyları gezmenizi tavsiye ederim. Çok güzel sakin harika koylar var. 







4. Gün Erikli-Gelibolu 110 km.

    Erikli de de erken uyanıp harika bir kahvaltı sonrası düştüm yola. Erikli den direkt Gelibolu yoluna dönmeyi planlıyordum ama o gün acayip bir yağmur vardı ara köylere girmeden Keşan a çıkıp oradan döndüm Gelibolu yoluna. Pişman da olmadım bu yol çok güzeldi. Doğası harika. Bugün için en büyük sorun sağanak yağış var. Bir de Keşan dan çıkışta Korudağı rampası epey yordu beni. Orman harika.  O gün yazı hatırlarlarsanız İstanbul da arabalara hasar veren dolunun yağdığı gün. Gelibolu yolunda da acayip bir yağış vardı o gün. İnat ettim gideceğim ben bu yolu. Gelibolu ya varacağım. Benzinliğe molaya giriyorum. Çalışan herkes dur otur kal burada bu yağmurda gitme diyor. Yok inat ettim gideceğim.:) Öyle bir yağmur ki yanımdan geçen tır bir su atıyor üzerime. Su bulutunun içinde önümü görmeden 50 metre gidiyorum.) O an istemsiz silecek arıyor insan arabadaki gibi.:) Çok zorlansam da akşam 6 gibi Gelibolu ya varıp feribotla Lapseki ye geçtim. Lapseki de öğretmenevi klasik olarak dolu yer yok. Yanındaki bir otelde 50 tl ye kaldım. İlk 4 gün için 3 kere otel pansiyon moralimi bozsa da tur güzel gidiyordu. Gelibolu da feribotta kendi kendime dedim "Ben bu yağmurda bırakmayıp bu yolu geldiysem bugün daha da bu turu kaza olmadıkça bırakmam. Varırım Hatay a."











Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Merhaba

Tur 4.5. ve 6. Etap (Marmaris-Antalya-Mersin-Hatay-Cilvegözü)