Bulgaristan Sınırından Gürcistan Sınırına Karadeniz Turu

Herkese merhaba. 
Geçen seneki Yunanistan sınırından Suriye sınırına tüm Ege yi ve Akdeniz i geçtiğim turumdan sonra sıra Karadeniz turundaydı. Bu sene de Bulgaristan sınırından Gürcistan sınırına Karadeniz turu yaptım. Gün gün yazarak paylaşacağım turu. Keyifle okursunuz umarım. Güzel düşünceleriniz için şimdiden teşekkür ederim.

Bu turdan öğrendiğim yaptığım birkaç çıkarımı paylaşayım öncelikle.
Yol insana öğretiyor.

1- Uzun tur olarak 3. turum bu. Belirli bir mesafe hedef koyup 20 günde şu yolu bitireceğim demek her akşam bir yere varma düşüncesi insanı bir yerden sonra psikolojik olarak çok yoruyor. Bazı yerlerde çok aşırı zorlamak gerekiyor ve bu insanı yıpratıyor. Bazı zamanlar bundan dolayı keyif almıyor insan turdan. Bundan sonra tur yapacağım zaman bir plan yapmadan hedef koymadan günde gerekirse 30 km yol yapıp dinlenmek için çadırımı kuracağım. Diğer gün duruma göre yine 150 km yapabilirim ama kesin bir hedef koymak ve şu kadar günde bitireceğim demek yok artık.

2- Turdaki yazılarımı günlük veya 2 günde bir yazmak gerekiyor. Tur biteli neredeyse 1 ay oldu ancak yazabiliyorum. Taze taze turun içindeyken yazmak çok daha faydalı olacak gibi hissediyorum. Bundan sonra buna da dikkat edeceğim.Tabii bunun için şarj sorunu olmayan iyi bir telefon lazım.

3- Bu Karadeniz turumda da telefon yönünden hep sıkıntı yaşadım. Çok güzel yerleri anları telefonum kapalı olduğu için ve şarj sıkıntısı olduğu için yakalayamadım fotoğraf çekemedim. 
Bu tur foto yönünden çok doyurucu değil malesef. Bundan sonra iyi bir telefonla yola çıkacağım.


IMG_20180719_055602.jpg
 
İğneada Sahili.

IMG_20180719_075607.jpg
 
Beğendik Sahili ve arkada Bulgaristan Sınırı.



1. Gün: Bulgaristan sınırı(Beğendik)-İğneada-Kıyıköy: (80 km)

Tura Bulgaristan sınırından başlayacağım için İğneada ya gitmem gerekliydi öncelikle. Bisikletle de giderdim ancak 3 gün ekstra zaman gerekliydi. 18 Temmuz'da otobosle İğneada ya gittim. Hemen belirteyim otobüsle bisiklet taşınmasında bilgi vermek gerek. İstanbul Seyahat şoförü baya sıkıntı çıkardı. Kargoya girer bu diyerek para istedi. Bir şekilde hallettik ama bisiklete ekstra para isteme hakları yok normalde. Gece 22.30 gibi İğneada da olunca sahilde çadır yeri bakmadan direkt merkezdeki caminin bahçesine geçtim. Orada girişte uyudum. 

Sabah 7 gibi uyanıp hızlıca toparlanıp Beğendik Köyü ne yola çıktım. 15 km mesafe ve batıda Karadeniz kıyısında en son köyü burası Türkiye nin. 45 dk da vardım köye. Kendim de Bulgaristan göçmeni olduğum için bizim topraklar buralar çok samimi içten çok daha bizden geliyor buralar. Köy kahvesi daha yeni açılıyordu. Gidip bir çay içtim. Normalde buranın tenekede tavuğu meşhurmuş ama sabah saat 8:) Köy kahvesindeki güzel ortamdan sonra sınıra doğru bisikletle gittim. Bir yerden sonra askeri bölge başlıyor ve geçiş yasak. Alttaki fotolarda gözüken Rezova deresi tam sınır. Rezova Köyü Bulgaristan da arada dere ve Türk toprakları.Aslında o derenin olduğu yere Türk bayrağının olduğu köşeye tam sınıra gitmeyi çok istedim ama yasak işte. Uzaktan sahilden birkaç foto çekip köye geri döndüm. Tur tam olarak başlamış oldu sınırdan itibaren. İğneada ya geri dönüp kahvede mola verdikten sonra tekrar yola çıktım. İğneada dan Demirci ye gidip oradan Sivriler Köyü ne gidebilirdim ama ben Langoz ormanlarınının içinden geçip Sivriköy e giden yolu tercih ettim. Belirli yerlerde çok zorladı ama doğası muhteşem bir yol. Ağaç orman yeşillik görmek isteyen bir insanın en yoğun olarak göreceği yerlerden biri İğneada Langoz ları. Kesinlikle tavsiye ediyorum. Milli Park girişinden langozlara girip yoluma devam ettim. Burada doğa muhteşem. Tek sorun yüzünüzün yanında uçuşan yüzlerce sinek. Öyle böyle değil ama binlerce sinekle beraber bisiklet sürüyorsunuz. 

Sivriler Köyü ne çıkarken turdaki ilk ve en ciddi köpek maceramı yaşadım. Köye tam girmeden evlerin yeni başladığı yerde evin hemen yanında 8-10 tane büyük baş hayvan yatıyordu. 50 metre öteden baktım içlerinde bir köpek var. Bağlı gibi gözüküyordu uzaktan. Bu arada ben bisikleti sürmüyorum. Bisikletten indim yürüyorum öyle. Köpeği görmem ve köpeğin yanıma zıplaması 3 saniye sürdü.:)Kocaman bir kangal. Boynunda çivili tasma. Maşallah canavar. Bisikleti aramıza aldım hemen. Tekerleri ısırırsa ne yapacağım dağ başında köyde uğraş dur diye düşünürken ben köpek iyice hırçınlaştı tam saldıracak evdeki 8-9 yaşlarında kız, Rapsodi dur Rapsodi dur diye koşarak geldi.:) Sarıldı boynuna kangalın ve geri çekti. Bir yandan da bana sen git abi sen git diyor. Köpeğin boyuyla kızın boyu aynı. Canavarın adı Rapsodi ymiş.:) O an o heyecanla foto çekmeyi unut tum malesef. Müthiş kareydi evin kız çocuğuyla rapsodi yan yana. Seneye o tarafa yolumu düşürmeye çalışacağım ve o güzel kardeşimi hediye alıp ziyaret edeceğim. Rapsodi ye de bir şeyler düşünürüz.:) 

Sivriler den sonra köy yolu düzeliyor. Kışlacık a uğradım. Orada ikindi civarı çay molası verip Hamidiye köyünden sonra Vize Kıyıköy yoluna bağlanıp akşamüstü Kıyıköy e vardım. Kampinglere yakın bir yerde çadır kurdum. İlk gün 80 km yol çok olmasa da bayadır bisiklete binmediğim için epey yoruldum. İğneada dan Sivriler e çıkış da yordu epey.
IMG_20180719_080116.jpg
 
Bulgaristan Türkiye sınırı ve Rezova Deresi.


IMG_20180719_080708.jpg
 

Bulgaristan Sınırı arkamda.

IMG_20180719_082449.jpg
 

Beğendik Köy kahvesi

IMG_20180719_091912.jpg
 
Beğendik ten İğneada ya giden yol.

IMG_20180719_105541.jpg
 
İğneada Milli Park girişi.

IMG_20180719_110623.jpg
 
Langozlarda giderken.

IMG_20180719_121138.jpg

IMG_20180719_155209.jpg
 

İğneada her yer orman.

IMG_20180719_101145_240.jpg


Ne kadar çok sinek olduğunu gösteren bir foto.

IMG_20180719_174438.jpg
 
Kıyıköy e doğru.

IMG_20180719_183146.jpg
 
Kıyıköy girişi.



2. Gün: Kıyıköy-Karaburun 120 km

Kıyıköy de çok erken uyanıp 06.30 civarı yola çıktım. İyi ki de erken çıkmışım çünkü bugünkü yol akşama doğru çok yorucuydu. Bitmek bilmedi. Kıyıköy den Saray yoluna sürdüm. Bu yol da tırmanışla başlıyor ancak çok güzel ormanların içinden geçtiği için bu tırmanışları pek umursamıyor insan. Saray a kadar keyifli bir yoldu. Saray da yemek molası verip devam ettim. Saray dan Safaalan a giderken 2 Alman turcu ile karşılaştım. Batum dan Almanya ya gidiyorlarmış. Bendeki az malzemeyi görünce ve Batum a gititğimi söyleyince epey şaşırdılar. Tebrik ettiler. Sularını benimle paylaştılar. Dresden şehrindenmişler. Dresden deyince Dynamo Dresden üzerinden futbol ve tribün muhabbeti yaptım. Beni maça davet ettiler Almanya ya. Bu güzel arkadaşlarla da foto çekinemedim lanet telefonum yüzünden. Yolun devamında Subaşı na kadar çok dar kısımlar var ve çok tır kamyon geçen bir yol burası. Bazı yerlerde ufak sıkıntılar yaşadım ama devam ettim yola. Subaşı nı geçip yeni otoban gibi bir yola girdiğimde daha çok yolumun olduğunu anlamak beni gerse de hava kararmadan Karaburun a vardım. Direkt girişte kimsesiz ıssız bir yere çadır attım. Sabah uyanınca böyle ıssız bir yerde nasıl kaldığıma ben bile şaşırdım.:) Aşağıda fotosu var. 


IMG_20180720_090135.jpg
 
Kıyıköy den Saray a giderken.

IMG_20180721_062815.jpg
 
Issız kuytu köşelerin hastasıyız.:)


3. Gün: Karaburun-Sarıyer-Beykoz-Riva 90 km
Karaburun da gün aydınlanınca uyanıp yola çıktım. 2 saat boyunca 3. havaalanının inşaatı ve çevresinden geçtiğim için hayatımın en çirkin bisiklet sürüşünü yaptım. Binlerce damperli kamyon kocaman bir toz bulutu içinde 20 km yol iğrenç ötesiydi. Göktürk e varınca rahatladım. Oradan Kemerburgaz ve Belgrad Ormanı na geçmek çok iyi geldi. Ormandan devam edip Bahçeköy e geldim. Şehiriçi turlar yapanların çok sık kullandığı bir rota burası.Tavsiye edilir çok güzel rota. Bahçeköy den Sarıyer inip devam edip Yeniköy den Beykoz a motorla geçtim. 18 gün boyunca bindiğim tek taşıt buydu. Bu da mecburen tabii. Boğaz havası çok iyi geldi.Üstüne Beykoz a inince kelle paça içtim. Keyfim yerinde ama bisiklet ilk arızaları vermeye başladı. Arkada iki jant teli kırılmış. Ortaçeşme de bisikletçi buldum ama uygun jant teli yok. Daha sonra bakarım jant teli deyip devam ettim Riva ya. Riva ya vardım. Kamp yerine gittim sadece çadır için 50 tl diyor. 1 ay önce Kaş ta 15 tl ye kamp yeri bulduğum için acayip pahalı geldi. İstanbul un saçma pahalılığı işte. Kamp yerinde belki bin kişi var. Bir o kadar da gürültü ve pislik. Daha ileri gidip 30 tl ye bir yer buldum. Hayatımda attığım en kötü kamp yeriydi. Riva da çadır için kampingler çok kötü.

IMG_20180721_091345.jpg
 

IMG_20180721_091820.jpg
 
Su kemerlerinden geçiyorum Göktürk ten Kemerburgaz a doğru.

IMG_20180721_115452.jpg
 

IMG_20180721_120018.jpg
 
Boğaz'da keyfim yerinde.


4. Gün: Riva-Şile-Ağva: 95 km 

Riva dan sabah 8 gibi yola çıktım. Riva yı sevmedim net. Bir daha kolay kolay gitmem. Paşamandıra ya dönünce bisikletçiler hep bahsediyordu bu aradan zaten. 100 metrede bir villaların önünde üçerli beşerli köpekler var. Sabah erken diye bazıları uyuyordu ama baya bol köpek sesleriyle geçilen bir etap oldu. Saldıracak seviyede bir durum olmadı. Bu aradaki köyleri geçip Şile yoluna çıktım Pazar günü yol çok kalabalık. Şile de bisikletçi baktım ama kapalıydı. Vakit kaybetmeden Ağva ya devam ettim. Şile-Ağva arası çok köy var. Her köy bir hedef. Köye varıyorum tekrar bir köy. Köyleri geç geç bitmedi yol. Ağva ya vardım direkt bisikletçi aradım ve buldum. Onda da uygun jant teli yoktu. Bana Ağva da nerede rahat çadır kuracağımı söyledi. Ağva da çok güzel bir yere çadır kurdum hava kararmadan. Denize girip gün batımını seyredip çadıra geçtim.

IMG_20180721_173014.jpg
 
IMG_20180722_074647.jpg
 
Sabah Şile yolu sisli.

IMG_20180722_165014.jpg
 

Şile Ağva arası köyler.

IMG_20180722_172718.jpg
 
Ağva.

IMG_20180722_200722.jpg
 
Ağva da gün batımı.

IMG_20180722_200752.jpg
 

Ağva da çadırım Türk Bayrağı ve ay.



5. Gün: Ağva-Kandıra-Karasu: 105 km

Normal planımda Kerpe Kefken üzerinden Karasu ya gitmek vardı ama arka tekerlek jant teli sorunu gittikçe artmaya başladı. Önce Kandıra sonra Kaynarca ya giderim oradan Karasu ya geçerim. Oralarda bisikletçi bulursam yaptırırım dedim ve Ağva dan Kandıra ya geçtim. Kandıra da sanayide bisikletçi buldum. İyi ki de buraya gelmişim. Çok iyi bisikletçisi ustasına denk geldim. Çok eski usta. Jant teli bulduk uygun. Baktık mil kırılmış. asıl sorun oradan zaten. Elinde 1 tane de mil varmış ustanın. Onu da değiştirdik. Bisikletin kronik mil sorunu devam ediyor.:) 4 veya 5. mil oldu bu 2 senede değişen. Kandıra da bisikleti tamir ettirmenin huzuru ile Kaynarca ya doğru hevesle yolu çıktım. Kaynarca da hiç durmadan devam edip Karasu yoluna çıktım Karasu yolu bir ara çok düzgün. Orayı geçince dik çıkışlı köyler geldi. Orayı da çıktım ve Acarlar Langozu ama uzaktan bakmakla yetindim zamanım yok akşam oluyor. Akşam 8 e doğru Karasu ya vardım ve ufak bir otelde kaldım. 5 gün çadırdan sonra arada pansiyon otel çok iyi geliyor.


IMG_20180723_101118.jpg
 
Ağva dan Kandıra ya...

IMG_20180723_112607.jpg
 
IMG_20180723_112731_389.jpg
 
Yanmaya başladık.:)

IMG_20180723_192437.jpg
 
Sakarya Nehri.

IMG_20180723_194556.jpg
 
Karasu'ya vardım.



6. Gün: Karasu Akçakoca Ereğli 85 km

Karasu da otelde kaldığım için geç uyandım. 9.30 da yola çıktım. Geceden yağmur yağmış hava kapalı yol çamurluydu. Akçakoca ya kadar düz yolda bastım. Akçakoca da üniversiteden arkadaşım Harun la buluşacaktık. Akçakoca ya girdim arkadaşımla buluştuk bisikleti direğe bağladım mekana girdik bir yağmur indirdi göz gözü görmüyor. Biz iskender yerken yarım saat sağanak yağdı. Çantaları da su geçirmezlik testine tabii tutmuş olduk. Harun la yarım saat daha çay sohbet sonra yola devam ettim. Çantalar hiç su geçirmemiş. Mutlu etti bu beni. Alaplı ya varmadan tüneller başladı. Geliş yolunda tünel yok. Tünelle uğraşmamak için karşı yola geçip ters yönden emniyet şeridinde sürdüm. Burada yanında ufak köpeği ile tek başına giden bir kadın turcu ile karşılaştım. Çok kısa sohbet ettik. Daha doğrusu selamlaşıp devam ettik. Tahminin günde 30 km ancak gidebilir. Nereye kadar nasıl gitti sonradan merak ettim. Ereğli ye vardım. Şehirde vakit geçirmedim. Zonguldak yoluna döndüm. Benzinlikleri geçince ilk parkta çadırı kurup uyudum.

IMG_20180725_114118.jpg
 

IMG_20180725_122805_855.jpg
 
Tüneller başladı.



7. Gün: Ereğli-Zonguldak-Filyos 80 km

Ereğli'de Sabah 8 gibi uyandım. Çadırı toplayıp benzinlikten aldığım birkaç atıştırmalıkla kahvaltı edip yola çıktım. Ereğli den sonra epey süre yokuş çıkıyorsunuz. Batı Karadeniz burada başladı işte diyor insan. Çok yokuş ama yol keyifli. Hele Kozlu ya doğru inişi harika. Tüneller başlıyor. Tünellerle ilgili genel yorumlarımı diğer günlerde yazacağım. Zonguldak a geldim. Çok güzel bir kelle paça içip Kilimli ye devam ettim. Kilimli ye iniş ve karşıda gökyüzündeymiş gibi duran evlerin bulunduğu tepelere tekrar çıkış çok yorucu ama güzeldi. Devamında kömür ocaklarından ve enerji fabrikalarından geçip çok dik çıkışlı Muslu köyünü geçip sahil yolundan ine çıka Filyos a ulaştım. Filyos ta kaleye doğru plajın sonunda ağaçlık yere çadır kurdum. En rahat güzel çadır alanlarından biriydi

IMG_20180725_173718.jpg
 
Çıkışlar fena.



8. Gün: Filyos Bartın Amasra 75 km

Filyos'ta çok güzer bir uyku çektim. Vakit olsa bir gün daha kalmak istediğim yerlerdendi Filyos. Yola çıkıp Filyos Kalesi ni geride bıraktım. Zonguldak Havaalanı na doğru devam ettim. Oradan Çaycuma Bartın yoluna çıktım. Düz bir yol. Öğlene doğru Bartın a vardım. Yemek molası verip devan ettim. Amasra ya doğru tırmanıştan sonra iniş çok keyifli. Amasra ya erken vardım. Şehirde gezdim. Denize girdim. Kalenin arkasında bir tepeye çadırı kurup dinlenmeye geçtim.

IMG_20180726_134219_092.jpg
 



9. Gün: Amasra-Cide 80 km
Amasra da geç uyandım 9 gibi yola çıktım. Çok uzun yolum yok diye hesaplarken artık 10 km içinde 3 tane iniş çıkışın olduğu zor yollar başlamıştı. Çık çık in sonra tekrar çık çık ve yine in.:) Onlarca güzel koy köy harika yerler. Öğleden sonra Çakrazşeyhler ve Tekkeönü nde kahve molaları verip Kurucaşile ilçesine vardım. Burada ilçeler nüfus olarak çok küçük. 1500-2000 nüfuslu ilçeler çok. 10 bin nüfuslu ilçe büyük ilçelerden sayılıyor bu civarda. Cide ye varmadan Gideros Koyu na uğradım ama burada da telefonun şarjı yoktu. Bu civarda görülmesi gereken yerlerden. Cide ye 10 km kala plaj başlıyor. Çok uzun bir plaj. Cide sahilde çadırı atıp dinlenmeye geçtim. Bugün çıkışlar yormaya başladı beni ama asıl bomba gün bir sonraki gün olacaktı. 
Amasra dan Sinop a kadar olan yol tam anlamıyla Karadeniz in zor yollarının hakkını veriyor. Sinop tan Batum a kadar sahil yolunda böyle bir doğa böyle zorlu yollar yok. Keyfini çıkarmak gerek bu doğanın.

IMG_20180727_100922.jpg
 






10. Gün: Cide-Doğanyurt 65 km 

Cide den 8 gibi yola çıktım.Bugün yollarının beni bu kadar zorlayacağını bilsem gece 3 te uyanıp çıkardım yola o kadar.:) Cide nin çıkışında 5 km süren çıkışla başladım güne. Yol manzara doğa her şey harika ama çok yorucu. Yazıdüzü ne varmadan yolda ilk defa Türk turcu gördüm. Samsun dan İstanbul a gidiyorlardı. Ayaküstü sohbet ettik. Biraz gerimizde Çin den gelen İspanyol turcu var dediler. Yola devam ettim Yazıdüzü nde çay molası verdim.Yağmur başladı ama yolum uzun devam etmem gerek. Çıktım yola biraz sonra 9 ay önce Çin den yola çıkan İspanyol Levante taraftarı turcu ile karşılaştık. İnstagram hesabı şu: chinamontserratbicicleta . Bu hesabı yağmur altında telefona kağıda yazana kadar 10 dk uğraştık. Şu an Yunanistan ı geçti Makedonya civarında yola devam ediyor. Yağmurda yola devam ediyorum. Acayip rampalar çıkışlar yok yol gitmiyor. Gidiyorum da mesafe alamıyorum. Saatte 6-7 km lere düştüm. Akşam İnebolu ya varma hayalim zora girdi. Havada erken karardı yağmurdan dolayı. Ancak Doğanyurt a varıp çadırımı kurdum. Doğanyurt da 1500 nüfuslu ufak bir ilçe. Tur yapacak arkadaşlara Cide-İnebolu arası kesinlikle tavsiyemdir. Muhteşem bir yol. Çok zor ama efsane. 

IMG_20180727_141601.jpg




IMG_20180729_171324.jpg



11. Gün:Doğanyurt İnebolu 45 km 

Doğanyurt ta dinlendim yola geç çıktım. Zaten plan 1 gün kaymış oldu. Bugün 45-50 km yolum vardı. Yine de yol çok sık çıkışların olduğu bir yol olduğu için İnebolu ya varmam saat 3 ü geçti. Tecrübe oldu. Cide-İnebolu yu 105 km yi 1 günde geçmek çok zor. Benim performansta bir bisikletçi için daha zor. Haritada gözüktüğü gibi değil bu yollar. İnebolu da yemek yedikten sonra biraz daha devam edeyim dedim Evrenye ye vardım. Limanın arkasında çadır atarken İstanbul da öğretmen bir bisikletçi ile sohbete başladık. Sağolsun beni köyün yukarısındaki evlerine yemeğe davet etti. Yemek yiyip gece 12 ye kadar çay sohbet oturduk. Sonra da motosikletle plaja çadırıma bıraktı. Yolda böyle güzel insanlar da denk geliyor. Yol hayatın ta kendisi. Teşekkürler hocam.

IMG_20180730_071201.jpg
 

IMG_20180729_092506.jpg
 


12. Gün: İnebolu-Ayancık 90 km

İnebolu daha doğrusu Evrenye de gece çadırın yanına 3 köpek geldi. Aralıksız 1 saat havladılar. Ne kadar kovalasam da geri gelip tekrar havladılar. Uyutmadılar. Evrenye den yola çıktım hedef Ayancık. Ara iç kısımlara giren genelde sahilden giden bir yol. İlk olarak Abana ya vardım. Kahvaltı ettim çay simit. Abana da sonra tekrar evvelki günleri anımsatan rampa çıkış yollar başladı ama çok uzun sürmedi Çatalzeytin e vardım. Çok tatlı şirin bir ilçe. Denizin turkuaz rengi harika. Kastomanu nun son ilçesi burası. İlçe biterken Sinop il sınırı başlıyor. Türkeli ye kadar sahilden giden yol Türkeli den sonra epey iç kısımlara köylere giriyor. Burada çok güzel köylerden geçtim Epey yükseldim ve Ayancık a doğru çok güzel sallandım. Ayancık ta akşam çay yemek sonra az ilerisindeki ufak plaja geçtim. Çadırı kurdum. Bu gece de acayip rüzgar vardı. Sabaha doğru çadır komple üstüme kapandı. Yine de güzel dinlendim.


IMG_20180729_122413.jpg
 

IMG_20180729_122330.jpg
 



13. Gün: Ayancık-Sinop-Gerze: 100 km

Ayancık ta rüzgarlı geceden güneşli bir güne uyandım. 8 gibi yola çıktım. Artık yol düz yola dönmeye başlamıştı. Çıkışlar çok azaldı. Gebelit te kahvaltı ettim. Deniz kıyısından ayrılan yol Sinop a doğru ovadan dümdüz gitmeye başlamıştım. Sinop a varıp cezaevi ve kaleye gititm. Cezaevinde çok sıra vardı. Tam ters tarafında denize girdim. Çok güzel bir plaj. Denizi Sarımsaklı ya benziyor. Sinop ta bu güzel deniz molasından sonra Gerze ye doğru devam ettim . Burada uzun bir tünel var ve tünele bisiklet giremez yazıyor. Nereden gideceğiz uçacak halimiz yok ya girdim tünele kontrollü şekilde sürdüm ve geçtim. Tünel konusuna değinmek gerek. 150 veya 300 metre kısa tünellerde hızlı şekilde tüneli geçtim ama bazı tüneller çok uzun 3.5 km tünel var. Orada bisikleti elime alıp yürüdüm. Tünelde acayip sürat yapıyor araçlar ve çok kontrolsüz olabiliyorlar. Hiç kasmadan ele alıp yürümek mantıklı. Bazı tünellerde sağdaki yerde taşlar düzgündü. yavaş yavaş oradan sürdüm. Tünelin durumuna göre hareket ettim. Çok dikkatli olmak gerek.
Gerze ye vardım. Çok güzel bir ilçe .Tekrar gelip gezmek istediğim yerlere ekledim. sahilde çadırımı kurdum be uyudum. 

IMG_20180730_112636.jpg
 

IMG_20180730_122051.jpg
 



14. Gün: Gerze-Samsun 120 km

Gerze den sonra orta Karadeniz'e girdiğimiz tamamı ile hissediliyor burada yol Sahil Yolu ve tamamıyla düz Gerze Yakakent arasında sahil yolunun sağ tarafında Denizli'den iç tarafa girmiş kısımlarda çok güzel manzaralar var turkuaz renk Deniz harika. Burada Erzurum-Batum-Sinop turu yapan Bolu 14 Bisiklet ten hocalarımla karşılaştım. Selamlar onlara da. Yakakent te kahvaltı yaptım devamında Bafra'ya doğru sürdüm Bafra'da Bafra pidesi yemeden olmazdı Öğle yemeğinde Bafra pidesi yedim ve Samsun'a doğru yola devam etsin Samsun'da Atakum'da sahilde uğrayıp denize girdim sonra şehri geçip Bandırma vapuruna gittim karasudan beri her akşam çadırda sahilde kalıyorum Samsun'da artık pansiyonda veya otelde kalma zamanıydı Samsun'da uygun bir otel Grup dinlenmeye geçtim
IMG_20180731_144542.jpg
 

IMG_20180731_164813.jpg
 



15. Gün: Samsun Fatsa 110 kilometre 

Samsun'da ufak bir Otelde kaldım. Sabah 8 gibi yola çıktım. Tekkeköy geçtikten sonra Çarşamba'da kahvaltı yaptım.Terme'de öğlen yemeği yedim Ünye'ye varmadan hafif yağmur başladı Zaten ben turdan döndükten sonra Ünye'de sel oldu ve köprü yıkıldı Ünye Fatsa Karadeniz'de en sevdiğim en güzel en şirin ilçeler yaşama imkanım olsa buralarda Ünye de veya Fatsa'da yaşarım. Akşamüstüne doğru Fatsa'ya vardım. Sahilde parkta dinlendikten sonra tam yolun karşısına geçerken fark ettim ki arka lastik patlamış turdaki ilk patlak olmuştu.Parktan kalktığımda bir şey yoktu.Yolun karşısına bisiklet elimde geçerken patlamış. Patlağın nerede olacağı belli olmuyor böyle işte. 45 dakika bir bisikletçi aradım. Burada bulduğum bisikletçi ilk başta soğuk davrandı. Burada sinir oldum turu bırakmayı bile düşündüm psikolojik olarak yıprandığım zamanlardan biriydi. Arka lastiği ve arkada kırılan 2 tane jant telini yaptı usta. Kafamı topladıktan sonra Fatsa'dan Bolaman a doğru devam ettim. Bolaman a varmadan sahilde çadır kurdum ve gece beni neyin beklediğini bilmeden güzel bir uykuya daldım. Sabaha doğru olan hikayemi diğer günde devam edeyim.

IMG_20180721_135805_420.jpg
 

Klasik çay su soda molası.


16. Gün:Fatsa Ordu Giresun Görele 160 kilometre 

Fatsa Bolaman da çadırda kalırken sabah 5 civarı şimşek çakmaya başladı. Dedim yağmur yağacak belli yağmura çadırın içinde yakalanma hem erkenden yola çıkmak için fırsat bu 100 metre İlerideki benzinliğe geçtim ve 5 dakika sonra aşağıdaki videoda gözüken inanılmaz bir sağanak yağış başladı. Benzinlikte yarım saat boyunca bekledim de aklım çadırda idi acaba bu yağışta çadır ne oldu nasıl oldu diye düşündüm. Yağmur biraz olsun dinince çadırın olduğu yere gittiğimde gördüğüm manzara alttaki videolardan birindeki gibiydi sağanak yağış rüzgar çadırı beş 10 metre öteye atmış ve tamamıyla yıkmış durumdaydı. Bu halde çadırı toplayıp hazırlanıp yola çıkmam yarım saatimi aldı ve yola koyuldum.
Ondan sonra meşhur Fatsa Ordu arası tüneller var biliyorsunuz burada bir tünel üç buçuk kilometre burada tünelden bisikletle geçmek de zor bunun için bisikleti elime alıp yürüdüm üç buçuk kilometre boyunca yürümek beni tünel içinde epey zorladı ancak devamında inişe doğru geçtiğimde Ordu'ya doğru moral ve motivasyonu yer
ne geldi. 9 gibi Ordu ya vardım ve kahvaltı ettim. Ordu çarşıda bugün epey yol almayı hedeflediğim için çok oyalanmadan yola devam ettim Gülyalı Piraziz Bulancak ilçelerini geçerek Giresun'a vardım. Giresun'da de öğlen yemeği molası verdim devamında Giresun ilçeleri Keşap Espiye Tirebolu yu geçip Görele ye vardım. Bugün turdaki en uzun parkurumda 150 kilometre civarı yol yaptım. Görele'de öğretmen evinde imkanlar çok uygundu. Güzel bir Görele pidesi yedikten sonra dinlenmeye geçtim.


Oturum açın - Google Hesapları video 1
Oturum açın - Google Hesapları video 2
Oturum açın - Google Hesapları video 3


IMG_20180802_070222.jpg
 


IMG_20180802_073910.jpg
 

IMG_20180802_090808.jpg
 

IMG_20180802_130410.jpg
 




17. Gün: Görele Trabzon Sürmene 110 km

Görele'de 7 de uyandım bu ve yola çıktım. Eynesil'de kuymak ile güzel bir kahvaltı yaptım. Artık Trabzon un ilçeleri Beşikdüzü ile başlamıştı. Beşikdüzü Vakfıkebir Çarşıbaşı Akçaabat'a doğru yola devam ettim. Akçaabat'ta öğlen yemeği molası verdim. Trabzon'da çok uzun süre vakit geçirmedim bir çay molası verip yoluma devam ettim. Buradan sonra da Trabzon'un ilçeleri Yomra Arsin Araklı yı geçerek Sürmene'ye vardım. Turun sonlarına doğru tempo arttı. Artık Günde 100 120 kilometre duruma göre 150 kilometre civarı yol yapmaya başladım çünkü turu bitirmek zorundaydım birkaç gün içinde. Sürmene'de sahilin arkasında parkta çadırımı kurdum. Burada da çok güzel bir Sürmene pidesi yedim. Kıyaslama yapmak gerekirse Sürmene pidesini daha çok beğendim.

IMG_20180803_141318.jpg
 


IMG_20180803_181324.jpg
 



18. Gün: Sürmene Rize Hopa 130 km

Sürmene'de ge. uyandım ve dokuzda yola çıktım. Trabzon'un son ilçesi Of'ta kahvaltı yaptım. Öğlene doğru Rize'ye vardım Rize'de çok vakit geçirmeden yoluma devam ettim. Bu arada Pazar ilçesine girmeden ikinci kez tekerleğim patladı. Pazar ilçesinde bisikletçi bulmak umuduyla yaklaşık 5 kilometre bisiklet elimde yürüdüm ve bisikletçi buldum. Bisikletçi arkadaş yardımcı oldu beraber lastiği değiştirdik. Aynı zamanda arkada bu sefer 4 hatta 5 tane jant teli kırılmıştı. Jant teli yoktu bisikletçide. Hepsini çıkarttık kırık jant tellerinin bu şekilde Hopa'ya kadar devam etmek zorundaydım. Artık arka teker 8 çizmekten öte neredeyse yerinden çıkacak şekilde gidiyordu ama Hopa'ya az kaldı. Bir şekilde Hopa'ya varacaktım. Ardeşen Fındıklı Arhavi ve akşamüstüne doğru vardım Hopa ya. Hopa'da uygun bir otel bulup dinlenmeye geçtim.

IMG_20180804_102402.jpg
 

IMG_20180804_121404.jpg
 
Değişik pozlar.:)

IMG_20180804_133236.jpg
 

IMG_20180804_185132.jpg
 
Hopa'dayım. Finale az kaldı.


Final Son Gün Hopa-Sarp 20 km

Ve son gün. Hopa' dan Sarp Sınır kapısına 20 kilometrelik bir yolum vardı. Bisiklet artık çok zor şekilde ilerliyordu. Ancak ben sınır kapısına kadar varmayı kafaya koymuştum gerekirse yürüyerek gidecektim ve sınırda bu turu bitirecektim. Hopa' dan 9 gibi yola çıktım bir bir buçuk saat içinde Sarp Sınır Kapısına vardım. 
Böylelikle Bulgaristan sınırından Beğendik Köyü nden başlayan Karadeniz turu Sarp sınır kapısında Doğu Karadeniz'in en uç noktasında bitirmiş bulunmaktaydım.

18 günde yaklaşık 1800 kilometre yol yaparak turu tamamladım. Sarp sınır kapısında bir kaç fotoğraf çekildikten sonra Hopa'ya tekrar geri döndüm. Batum'a geçmeye imkanım olmadı. Vaktim yoktu. İstanbul'a dönmek zorundaydım aynı gün içinde saat 16.00 ya İstanbul'a otobüs bileti aldım. 

Gelecek sene için yeni bir bisiklet almak ve bütün Akdeniz'i geçerek Akdeniz'in en batısına Avrupa'nın en batısına Portekiz'e gitme planım var. Benim kral bisiklet miadını doldurdu. Seneye tura yeni bisikletle çıkmayı düşünüyorum. 

Caminin bahçesinde öyle oturmuş otobüs saatini beklerken çocukları görünce birden aklıma geldi. Zaten bisikleti değiştireceğim. İstanbul a kadar götürmeye gerek yok. Bırak burada çocuklar mutlu olsunlar. Cami hocasını bulup bisikleti bırakıyorum hocam. Çocuklar istedikleri kadar binsinler. Size emanet dedim. Çocuklar çok sevindi acayip sevindi anlatılmaz güzel bir mutluluk. Benim artık bisikletim yok ama böyle güzel bir anım var. 


Elimden geldiğince yazdım turu. Seneye inşallah daha güzel fotolarla daha taze şekilde yazarım turu.
Bu euro kuru ile Avrupa turu çok zor ama nasip bakalım.
Herkese selamlar. Teşekkürler.



IMG_20180805_103558.jpg

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yunanistan Sınırından Suriye Sınırına Bisikletle

Merhaba

Tur 4.5. ve 6. Etap (Marmaris-Antalya-Mersin-Hatay-Cilvegözü)